Wednesday, July 28, 2010

SELAM OLSUN "HAYIR" DİYENLERE

Son bir gayret güneşin çocukları
Kıyı yakında yüzebiliyorum
Özgürlük ağaçlarını tek tek görebiliyorum
Hava siyahtan beyaza çeviriyor
Fırtınalar melteme dönüyor
Bütün rüzgârlar bizden yana
Son bir gayret arkadaşlar
ON İKİ EYLÜL'e doğru
Denizin dibi hiç bu kadar
Berrak görülmemişti a dostlar
Safları sıklaştırın yarenler
Menzil hiç bu kadar yakın olmamıştı kardeşler

Selam olsun karanlıklara HAYIR diyenlere
Selam olsun karanlıkları aydınlığa çevirenlere !..

Melis

Friday, July 23, 2010

UYDUDAN BOSNA HERSEK-ARNAVUTLUK Sevgili ayşegül,



UYDUDAN BOSNA HERSEK-ARNAVUTLUK




Sevgili ayşegül, Bodrum'dan 5 saatlik yolu uçarcasına 3 saatte geldi.

Blogumu, yoğun baskıları sonucu tekrar faaliyete geçirdim :)


Melis

Thursday, July 1, 2010

2 TEMMUZ SİVAS MADIMAK KATLİAMINI UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ

Madımak katliamının üzerinden 17 yıl geçti.

Ancak hala Madımak katliamında birinci derecede rol üstlenen katiller Avrupa’da tatil yapıyorlar. Katliam bütün boyutları ile ortaya çıkarılmadı, devlet kurumlarının katliamdaki sorumluluğu, hukuki olarak tanımlanmadı. Ve ne yazık ki Madımak hala müze yapılmadı.

Bize göre Madımak katliamı, Baba İshak ve yarenlerini katledenlerin, Şeyh Bedrettin’i asıp binlerce Canı kılıçtan geçirenlerin, 100 bini aşkın Alevi’yi katleden Yavuzların, Alevileri kuyulara doldurup katleden Kuyucu Murat Paşaların, Alevi Dergâhlarını talan edip, Hacıbektaş Dergâhına Nakşibendî hocaları Bektaşi dede babası diye atayan 2. Mahmutların, Yol Ulumuz Pirimiz Pir Sultan Abdal’ı asan Hızır Paşaların, Aleviler için “Katli vaciptir.” diyen şeyhülislamların, Hallac-ı asanların, Nesimi’nin derisini yüzenlerin, Koçgiri’de Alevileri katletmek için görevlendirilen Topal Osman’ların, Dersimde binlerce canımızı mağaralara doldurup yakan, 85 yaşındaki Seyit Rıza’yı asanların, Maraş, Çorum, Sivas, Malatya, Gazi katliamlarını yapanların yaptığı bir katliamdır.

Madımak’ta Metin Altıok ve Behçet Aysan şahsında şiirimiz, Koray Kaya Canımız şahsında çocukluğumuz, 17 genç kızımız ve kadın canımız şahsında kadınlarımız ve semahımız, 70 yaşındaki Asım Bezirci ve Nesimi Çimen şahsında kültürel belleğimiz, Muhlis Akarsu, Hasret Gültekin canlarımız şahsında deyişlerimiz, türkülerimiz yakılmıştır.

Katliamdan önce ozanlar anıtını tekbir getirerek yerlerde sürükleyen ırkçı, gerici, şeriatçı, faşist sürüsü bu pervasızca cesareti kimlerden, nereden almıştı?

Başta dönemin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Başbakan Yardımcısı, İçişleri Bakanı, Valisi neden katliamı seyretmişler ve katliamcılara müdahale etmemişlerdi?

Katliamın hemen ardından Başbakanın “Çok şükür halkımıza bir zarar gelmedi!” demesi, katliamı onaylayan bir siyasi tavır değil miydi?

Katliamın üzerinden 17 yıl geçmiş olmasına karşın neden hiçbir hükümet Madımak Oteli’nin müze olması konusunda somut bir çalışma yapmadı?

8 yıldır tek başına iktidarda olan AKP Hükümeti neden “açılımların” içinde boğulmaya başladı?

“Açılımlarının” ilkini “Alevi Açılımı” diye başlatan AKP Hükümeti’nin “Alevi açılımından” muradı, Aleviliği Diyanet İşleri Başkanlığı ve ilahiyatçılara tanımlatarak nihai bir asimilasyon yapmaktan öteye gitmemiştir.

“Alevi açılımı” yapıyorum diyen AKP Hükümeti hala Alevi Köylerine cami yapıyor. “Zorunlu Din derslerini” kaldırmıyor. “Siyasal İslam’ı” sadece Türkiye’de değil Ortadoğu’da bir siyasi proje olarak yaşama geçirmenin çabasını yürütüyor. AKP “Alevi Açılımı” konusunda samimi olsaydı Madımak Oteli bu gün müze olmalıydı. Ama hala “Anı evi, kütüphane” vb. teranelerle oyalama politikasına devam ediyorlar. Madımak otelini müzeye çevirmeyerek, katliamın izlerini yok etmeye çalışıyorlar.

Yaşadığımız yüzyıl temel haklar ve özgürlükler çağıdır. Devlet ve hükümetler şeffaf ve insan haklarına hizmet eden, demokratik politika yürüten kurumlar olmalıdır. Kendi yurttaşına tek tip “Türk, İslam” gömleği giydirme politikası artık tutmaz. Bu ilkel ve ırkçı bir politikadır. Türkiye’de her toplum kendi kimliği ve kültürü ile özgür, demokratik bir ortamda yaşayabilmelidir.

Biz Aleviler, Alevi Sorununa demokratik çözüm isterken bunun temel göstergesinin Madımak olduğunu ısrarla vurguluyoruz.

Evet, Madımak Müze olmalıdır. Orada yakılan canlarımızın anısına saygı için, şiire, semaha, sanata, edebiyata, kültürel değerlerimize ve Alevi İnancına saygı için Madımak Müze olmalıdır. Bir daha böylesine bir katliamı yaşamayı engellemek için Madımak Müze olmalıdır.

Bu anlamda, katliamın 17. yılında demokrasi, eşitlik ve özgürlükten yana siyasi partilerin, emek örgütlerinin, meslek odalarının, derneklerin yönetici ve üyelerini, demokratları, aydınları, sanat, kültür ve bilim insanlarını, Hakka Yürüyen Yol Ulularımızın yolundan yürüyen tüm canlarımızı 2 Temmuz 2010 Cuma günü Madımak’ın önünde cem olmaya çağırıyoruz.

Pir Sultan Abdal ve 33 Canımızın yolundan yürüyen yüzü ak, bilinci berrak insanlar Laik, Demokratik Türkiye için Madımak’ın önünde buluşalım…

Fevzi GÜMÜŞ
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı



MADIMAK KATLİAMI PROTESTO EYLEM VE ETKİNLİKLERİ PROGRAMI:

2 Temmuz 2010 - MİTİNG

Yer: Kolej

Saat: 18.00 (Saat 16.00’da Toros Sokak’ta toplanma)

Sanatçılar: Hasan Yükselir, Yavuz Canpolat

Düzenleyen: Katılımcı kurumlar



2 Temmuz 2010 - “Sivas’ın Yıldönümünde Kadınlarımızla”

Saat: 18:00’de Halk TV’de yayınlanacak. Program 4 Temmuz’da saat 16:00’da, 5 Temmuz’da saat 18:00’de tekrar yayınlanacak.

Programı hazırlayan: Cumhuriyet Kadınları Derneği



2 Temmuz 2010 - Film Gösterimi: TAKVA

Yer: Nâzım Hikmet Kültür Merkezi Yazlık Sinema

Saat: 21.00

Düzenleyen: Nazım Hikmet Kültür Evi



3 Temmuz 2010 - “Pir Sultan türküleri”

Yer: Nâzım Hikmet Kültür Merkezi Açık Hava Sahnesi

Saat: 19:00

Sanatçılar: Gürkan Sürmen, Hasan Özçırpan, Sadi Pirkoca

Düzenleyen: Nazım Hikmet Kültür Evi



5 Temmuz 2010 - “Sivas Davası Belgeseli”

Yer: Ankara Barosu Eğitim Merkezi (Sıhhiye)

Saat: 18:00

Düzenleyen: Ankara Barosu



6 Temmuz 2010 - ANITMEZAR ANMA

Yer: Karşıyaka Mezarlığı 1. Kapı Madımak Şehitleri Anıt Mezarı

Saat: 12:00

Düzenleyen: Katılımcı kurumlar

Thursday, June 17, 2010

Gel, gel, ne olursan ol yine gel




Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
ister kafir, ister mecusi,
ister puta tapan ol yine gel,
bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir,
yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...

Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeliyiz,
Şu tertemiz tarlaya başka bir tohum ekmeliyiz biz...
Beri gel, beri ! Daha da beri ! Niceye şu yol vuruculuk ?
Madem ki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik...
Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız!
Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir.

Thursday, June 3, 2010

NAZIM HİKMET ' İ SAYGIYLA ANIYORUZ






HÜRRİYET KAVGASI


Yine kitapları,türküleri,bayrakları ile geldiler.
Dalga dalga aydınlık oldular,
Yürüdüler karanlığın üstüne
Meydanları zaptettiler yine.

Beyazıtta şehit düşen ,
Silkinip kalktı kabrinden,
Ve elinde bir güneş gibi taşıyıp yarasını
Yıktı şahmeranın mağarasını.

Daha dün ogün değil,derlenip dürülmesin bayraklar,
Dinleyin duyduğunuz çakalların ulumasıdır,
Sağlam sıklaştırın çocuklar
Bu kavga faşizme karşı ,hürriyet kavgasıdır.


NAZIM HİKMET RAN